Sayfalar

Sayfalar

1 Ağustos 2012

Bir fincan kahvenin maceralı yolculuğu


   Aslında kahve için sadece bir içecek demek haksızlık. Üretiminden kavrulmasına, sunumundan içimine değin kendine özgü değerleri ve bir ritüeli var kahvenin.
   Yorgunluğu alan, keyif ve mutluluk veren bu güzel kokulu siyah incinin keşfi, birçok efsaneye konu olmuş; kokusu, tadı ve insana verdiği canlılık ile cisme can katan içecek olarak kabul görmüştür. Petrol endüstrisinin ardından dünyanın en hacimli ticaret alanlarından birini oluşturan kahvenin öyküsünü ve kültürümüzdeki yerini acaba ne kadar biliyoruz?

   Gelin, kahvenin maceralı yolculuğunu yakından tanıyalım!

ETİYOPYA VE YEMEN’DEN YOLA ÇIKIŞ

   Tüm dünyayı saran kahve tutkusunun başlangıcına dair türlü rivayetler olsa da, kökenine ait en inandırıcı kanıtlar Etiyopya ve Yemen’i göstermekte. Rivayete göre Khaldi adlı Yemenli çoban miskinleşen keçilerinin kahve ağacının yaprak ve meyvelerini yedikten sonra dinçleştiklerini, hareketlendiklerini görür. Ardından ağacın yaprak ve çekirdeklerini kaynatıp içince insanlarda da aynı etkinin oluştuğu görülür. Artık atılması gereken son adım kahve çekirdeklerinin kavrulup, kaynatılmasıdır.

MUCİZE ÇEKİRDEK VE OSMANLI

   Kahvenin Anadolu ve İstanbul’a gelişi ile ilgili yaygın görüş Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın aracılığıyla Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleştiğidir. Bir diğer iddia ise Halepli iki tüccarın Tahtakale semtinde açtıkların kahvehane ile Osmanlıların kahve ile tanışmış olduğudur. Hint, Asya ve Avrupa arasında artan ticaret ve özellikle de Türklerin Avrupa ile ilişkileri kahveyi güneşin doğduğu topraklardan alıp battığı uzak diyarlara taşıdı. Günümüzde tüm dünyada birçok farklı kültürün ortak noktası olarak ortaya çıkan bir içecek olan kahvenin birçok farklı pişirme yöntemi var. Geleneksel Türk kahvesi ise pişirilmesi, sunumu ve içimi ile diğer tüm kahve çeşitlerinden farklı özellikler sergiliyor.

TÜRK KAHVESİ

   Kahve pişirimine Türkler tarafından kazandırılan hazırlama yöntemleri Türk kahvesini ortaya çıkardı. Cezvelerde telvesiyle birlikte pişirilip sunulan Türk kahvesi bu şekilde sunulan tek kahve çeşidi. Yüzyıllar boyunca farklı form ve ebatlar sergileyen bu fincanların genellikle ağız çapları 4-7 cm, yükseklikleri ise 10-13 cm arasında değişir.

OSMANLI KAHVE SUNUMU

   Osmanlı Türk kültüründe kahve içimi kadar sunumu da bir dizi ritüel içerirdi. Misafire ikrama verilen önem nedeniyle kahve içimi sırasında sitil puşidesi, fincan ve zarfların en görkemlileri ortaya çıkardı. Sitil puşidesi adı verilen altın, gümüş işlemeli kahve örtüleri, değerli taşlar ve mücevherlerle bezeli fincan zarfları içinde porselen ya da kristal kahve fincanları göz doldururdu. Kahve gelenekleri zaman içerisinde azalıp, değişikliğe uğramış olsa da, yaşantımızdaki önemini büyük ölçüde korumayı sürdürüyor.

ZENGİN İKRAM

   Odun kömürünün ateşinde bakır ya da gümüş cezvelerde pişirilen Türk kahvesinin yanında demirhindi, menekşe, misket üzümü, meyan kökü ve gelincik şerbetleri kahve sunumunu görsel bir şölene dönüştürürdü. Lokum ve gül suyu ikramı sunumu tamamlardı.

10 BÜYÜK KAHVE ÜRETİCİSİ

Brezilya
Vietnam
Kolombiya
Endonezya
Etiyopya
Meksika
Hindistan
Peru
Guatemala
Honduras

KAHVE HAKKINDA

Anavatanı: Etiyopya.
Keşfi: 10. yüzyıl.
Yemen’e gelişi:15. yüzyıl.
İstanbul’a varışı: 16. yüzyıl. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder